HADİ TEFEKKÜR EDELİM!

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salihlerin velisi olan Allah’tan başka ilah olmadığına, efendimiz Muhammed (SAV)in peygamberlerin önderi, alimlerin rehberi ve davetçilerin öncüsü olduğuna şehadet ederim. Salat ve selam O’na ailesine ve kıyamete kadar O’nun metodunu takip edip, izinden gidenlere olsun.

Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O’nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (Araf / 54)

Uzay; sonu bilinmeyen boşluk, alabildiğine yalnızlık, heybetin ve ihtişamın doruğu, ötelerin daha ötesi, milyarlarca yıldızın saçılmış mücevherler gibi ışıl ışıl yandığı, şairlerin ilham, alimlerin merak kaynağı…

Gerçekten bu esrarlı güzellik oldum olası cezbeder insanoğlunu. Öyle bir çeker ki kendisine teslim alırcasına. Bir görünür bir yok olur sırlarıyla. Karmakarışık bir yumak gibi uğraştıkça daha çok karışır. Lakin insanoğlu da sırtını yere vermez asla geceyi gündüzüne katar didinir bu esrar perdesini biraz daha aralayabilmek için. Fakat her tamam dediği yerde yeni bir eksik bekler kendini. Öyle veya böyle tüm bu olumsuzluklara hayal kırıklıklarına rağmen insanoğlunun uzay hakkında edindiği bilgi hiçte küçümsenecek gibi değildir. Dünden bu güne çok şey kat etmiştir astronomi adına. Hele içinde bulunduğumuz yüzyılın içinde dev denilebilecek adımlar atılmıştır.

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Her şeyi ‘sapasağlam ve yerli yerinde yapan’ Allah’ın sanatı (yapısı)dır (bu). Şüphesiz O, işlediklerinizden haberdârdır. (Neml / 88)

Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor. (Enbiya /33)

Ay’a gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner). Ne güneşin aya erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler. (Yasin / 39-40)

Evet uzay yüce yaratanın muhteşem kudretinin, sonsuz ilminin, sınırsız hakimiyetinin bir tecellisi. Uzayın sır perdesini birazcık aralayıp şöyle bir baktığınızda gözleriniz bu ihtişam dolu saltanatın ışığıyla kamaşıyor fakir ve yorgun olarak size geri dönüyor. Bu anda yüce yaratanı hamd ile tesbih ve tenzih ediyor O’nun ilmi karşısında saygıyla eğiliyorsunuz. Gücünün büyüklüğü ise derinden titretiyor sizi.

Nasıl titretmez ki… dünya da yapılagelmiş en güçlü teleskoplarla bile uzayın ancak belirli bir kısmı görülebiliyor. Bu görünen kısmında uzayda ne kadar yer kapladığı belirsiz. Ve asıl büyük alan bu gözlem ufku dışında kalan kısmında yer alıyor. Gözlem ufku kısmında dahi insan aklını hatta hayalini bile zorlayacak türden.

Şu rakamlara bakın, dünyamınız içinde yer aldığı samanyolu galaksisi yaklaşık 200 milyar güneş büyüklüğünde yıldızı bünyesinde barındırmakta ve boyu 100 bin ışık yılı eni 20 bin ışık yılı mesafesinde. Lütfen şimdi şu hesaba dikkatinizi verin, bir ışık yılı 9 buçuk trilyon kilometre yol almaktadır. İşte içinde bulunduğumuz galaksinin boyutu 100 bin x 9,5 trilyon km. Bu hesaba göre ses hızında uçan bir uçak samanyolu galaksisini bir uçtan diğer uca boylamasına kat etmeye kalksa yaklaşık 80 milyar yıl gerekecektir.

İş bizim galaksimizle de bitmiyor. Evrende daha bu gibi milyarlarca galaksinin var olduğu tahmin ediliyor. İşin ilginç yanı da bu evren içersinde her şey hareket halinde. Dünya hem kendi hem güneş etrafında dönüyor, güneş hem kendi etrafında hem kendi etrafında dönen gezegenlerle başka sistemin etrafında dönüyor. Helezoni(sarmal, kıvrımlı)  şekilde döndüğü içinde bir geçtiği noktadan bir daha geçmiyor. Dünya güneşin çekim alanı içinde olduğu için bu helezoni dönüşe el mahkum katılıyor. Galaksimizde dönüyor hem de bünyesinde ki 200 milyar yıldızla birlikte. Yaklaşık 250 milyon yılda kendi merkezi etrafında bir devir hareketini tamamlıyor.

Bu ne ince hesaptır ki milyarlarca galaksi içerlerinde ki milyarlarca yıldızla birlikte dönüyor da biri diğerinin yoluna çıkmıyor. Programlandıkları tarzda kara bir gece misali sessiz ve sakin görevlerini yerine getiriyorlar.

Güneş ve ay (belli) bir hesap iledir. (Rahman /5)

O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiç bir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk / 3-4)

Yüceler yücesi Rabbimiz gökleri ve yeri yani evreni 6 günde(evrede) yarattı. Bu bizim algıladığımız anlamda 6 gün müdür yoksa çok farklı bir boyutta çok değişik bir zaman aralığı mıdır bunu bilemiyoruz. Ancak gözden kaçmayan tek nokta her şeyin ince bir plan ve hesap ürünü olduğu gerçeğidir.

Allah gece ile gündüzü evirip çeviriyor. Şüphesiz bunda (HAKİKATİ GÖREN) gözlere sahip olanlar için mutlak bir ibret vardır.( Nur /44)

Hadi tefekkür edelim de Rabbine hamd ve şükreden bir kul olalım inşaAllah.

Kıpırdama bizden, Tevfik Allah’tandır.

Velhamdulillahi Rabbil Alemin