HABİL MİSİN? KABİL MİSİN?

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 Hamd sena yücelik gökleri yeri ikisinin arasındakileri emsalsiz yaratan aynı zamanda sayısız nimetler veren Allah cc mahsustur. Selat selam son nebi rasul hatemul enbiya Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’ e ailesine ashabına ve bütün Müslümanların üzerine olsun.

Yeryüzünde ilk yaratılmış insan olan ve aynı zamanda ilk peygamber olan şeriatı ilk uygulayan Adem Aleyhisselam ve iki oğlunun aralarında cereyan eden olayları ayetler ışığında anlayıp kavradıktan sonra hayatımıza anlam yükleyecek sonuçlar çıkaracağız. Buna mukabil Maide Suresi 27-31 ayetleri arasında geçen toplumca da Habil Kabil kıssasıolarak bilinen kısadan hissemizi alalım inşallah.

Maide 27 ; “Onlara Adem’in iki oğlunun haberini oku: Hani İkisi de birer kurban sunmuştu, birinden kabul edilmiş, diğerinden edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen,

diğerine, ” Andolsun seni öldüreceğim” demişti. Diğeri ise şöyle dedi: ” Allah yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder.”

Girişte de dedik ya Allah Celle celalühu Adem aleyhisselamı ilk insan ilk peygamber ve aynı zamanda Allah’ın şeriatını İlk tatbik eden olarak görevlendirmiştir. Rivayetlerde Adem Aleyhisselamın çocukları kız ve erkek olarak ikiz dünyayı geliyorlardı. Kıssa da geçen iki kişi olan Habil ve Kabille birer kız dünyaya gelmişti. O gün Allah’ın şeriatında çapraz evlilik vardı yani habille doğan kabille kabille doğan habille evlenecekti. O gün insan azlığından bu durum olmazsa olmazdı. Bugün bu eylem kıyamete kadar yasaktır. Yani Allah Celle Celalühü dilediğini helal dilediğini haram yapmaya muktedir olup tek yetki sahibidir.

Ancak Kabil şeytanın vesvesesine kapılarak seninle doğan daha güzel sen onunla evlen polemiğini kafasına koydu ve Allah Celle Celalühü Adem aleyhisselam ile onları denedi ikisinden kurban talep etti. Habil hayvancılıkla Kabil ziraat ile uğraşıyordu. Habil koçun en iyisini sundu ancak Kabil hoşuna gitmeyen taneleri kırık hoş olmayan buğday sundu. Allah Celle Celalühü Habil’ in niyeti kadar temiz ve güzel olan kurbanını kabul etti. Buna kirlenen Kabil onu öldürmek ondan kurtulup hevasının isteğine ulaşmak için plana koyuldu. Şimdi burada biraz durup düşünelim kurban Allah’a yaklaşmak ona acizliğini belli edip O’nun yüceliğini ululuğunu ortaya koyma ibadetidir.

Enam 162: ” Deki benim namazım ibadetlerim hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan Allah içindir.”

 Enam 163: ” O’nun ortağı yoktur bana böyle emrolundu ben Müslümanların ilkiyim.”

Kıssadaki ayetten gerek bu iki ayetten anlaşılıyor ki Allah Celle Celalühü ya sunulan herşey yalnız onun için olmalı onun istediği gibi olmalı aksi takdirde karşılığı olmayan hüzünle biten sonsuz bir sonuçla karşı karşıya kalınabilir, Allah muhafaza eylesin. Kelime-i şehadeti kalp ile tasdik dil ile ikrar azalarla tatbik olduğunu bilmek söylemek uyguluyormuş gibi göstermenin yetmeyeceğini bizler Kur’an-ı Kerim’de Yahudilerin öz çocuklarını tanıdıkları gibi Resulullah’ı tanımaları, münafıkların söylemsel ve eylemsel yaptıkları dini vecibeler tasdik olmadan Allah katında makbuliyeti olmamakla birlikte cezanında en şiddetlisine maruz kalacaklardır. Öyleyse bizler bugün Allah a sunduğumuz gerek namaz ve hayatımızın tamamındaki teslimiyetimizde Allah’a ihlaslı bir şekilde elimizle dilimizle ve kalbimizle O’na teslimiyetimizi ispat etmek mecburiyetindeyiz.

Nisa 65 : ” Hayır rabbine andolsun onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklar da seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.”

Hayatı sunmak adamak yetmiyor aynı zamanda sonuçlarına gönülden katılmak emrediliyor. İşte o zaman kişi Allah Celle Celalühü yu her zaman hayatın her alanında Tevhid etmiş ve teslim olmuş olur. İşte bu Allah’ın onlardan onların da Allah’tan razı olduğu kişilerdir.

Maide 30: ” Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyen nefsi kardeşini öldürmeye teşvik ettiği ve onu öldürdü böylece zarara uğrayanlardan oldu.”

 Maide 31: “Derken Allah bir karga gönderdi. Ona kardeşini nasıl gömeceğini göstermek için toprağı eşeliyordu.” Yazıklar olsun bana şu karga kadar olamadım kardeşimin cesedini göremedim.” dedi ve pişman olanlardan oldu.”

 Kim Allah’ın vermiş olduğu ahdi bozarsa Allah onu zarara uğrayanların en zararlısı yapar ve ona beşeri ideoloji kargaları musallat eder. Çok hoş bir söz olmayıp ama Allah’la hudut yarışı yapan ve bunları hayatını adayıp bunlara yaklaşmaya çalışan zavallılara benzetirsek ( klavuzu karga olanın burnu necasetten kurtulmaz ) sözünde olduğu gibi mahşer günü ebedi pişmanlığa uğramamak istiyorsak;

 Enfal 39: ” Fitne yeryüzünden kalkıp din (yaşantılar) Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın.”

 Haydi Müslüman Allah’ın vadi kesin canını malını Allah için kullananlara cennet. Bizde sahabe gibi ona talip olalım. Resulullah’tan cennet karşılığını duyan Abdullah b. Revha ve yanındakiler

# Ne vazgeçeriz ne de vazgeçilmesini isteriz #

 Not: Rabbim şahit olarak yaşamayı Şehit olarak ölmeyi nasip et bize Amin amin amin