EYYUB(A.S)’UN İMTİHANI (HASTALIK VE MAL)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd alemlerin Rabbi Allah(C.C)’a mahsustur. Salat ve Selam alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed(sav)’e, Aline, Ashabına ve tüm Müminlere de selam olsun.
Sabır Çağlayan’ı Eyyub(a.s)’ın uğradığı musibet ve buna karşı gösterdiği sabri çok yaygın ve meşhurdur, öyle ki musibet ve sabır konusunda darb-ı mesel olmuştur.
Hakk Teala O’nu bir takım belalarla denemiş, Hz.Eyyub(a.s) ise bunları güzel bir sabır ile karşılamıştır. Eyyub(a.s) hem mal zenginliği hem ehli hem de sıhhatinin elden çıkması ve ayrıca az sayıdaki dostunun da şeytanın vesvesesi ile kendisine üzücü davranışlarda bulunması şeklinde tahammülü zor musibetlerle imtihan edilmiştir.
“Onların; “ eğer Allah Eyyub’u sevseydi onu sıkıntılara uğratmazdı” şeklindeki söz ki hastalığından daha fazla kendisini uzuyordu.
Fakat peygamber, Rabbi ile olan alakasını sürdürmüş, itimadını sarmamış, kısmetine rıza ile boyun eğmiştir.
“Eyyub de hani Rabbine niyaz etmişti ki; başıma bir bela geldi, sana sığındım, sen merhametlilerin en merhametlisisin, demişti.” (Enbiya 83)
Burada dikkat edilmesi gereken husus Hz. Eyyub(a.s) Allah’a niyaz ederken “ başıma bir bela geldi” diyerek sadece durumunu belirtiyor. Rabbini de;” sen merhametlilerin en merhametlisisin”şeklinde tavsif ediyor.
Durumunu değiştirmesi için Allah’a dua etmiyor, Rabbinden haya ettiğinden ve O’nun ilmine güvendiğimden her şeyi O’na bırakıyor, tam bir teslimiyet gösteriyor.
Hz.Eyyub(as)’ın Rabbine böyle bir güven ve edep içerisinde yöneldiği anda Allah, Onun duasını kabul ediyor ve imtihanını sona erdiriyor.
“Biz de onun duasını kabul etmiş ve uğradığı sıkıntıyı kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere ona hem ailesini hem de mislini vermiştik.” (Enbiya 84)
Eyyub(a.s)’ın imtihani bütün insanlık için bir örnek teşkil eder. Bu imtihan karşısında onun gösterdiği sabır ve yükseldiği sabır ufku, edep ve hayırlı akıbetler ufkunun doruğudur.
Ayette, imtihan münasebetiyle “ kulluk edenlere “ “işaret edilmesinin ayrı bir önem ve anlamı vardır. Kulluk edenler her zaman imtihani tabiidirler. İbadeti, inancın ve akide’nin mükellefiyetleri de hep birer imtihandır.
Akide bir emanettir ve o ancak onu kaldırabilecek mükellefiyetlerini yüklenebilecek emin ellere teslim edilebilir. Fertleri denemek ve alıştırmak için bela lazımdır. Hak savaşında samimi olanlarla olmayanların tespiti için bir ayrıca ihtiyaç vardır. Ne zaman iman uğurunda eziyetlere katlanır, ne zaman ki dava uğrunda canlar verilirse işte o zaman imanın gönüllere yerleştiği anlaşılır. Bu nedenledir ki Rabbin müjdelenmesini istediği müminlerin vasıflarını şöyle bildiriyor;
“And olsun ki sizi biraz korku, açlık, canlardan, mallardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele ki onlar, bir musibete düçar olduklarında “ biz Allah içiniz ve yine O’na döneceğiz.” derler.” (Bakara 155-156)
Canlardan, mallardan, mahsullerden yana imtihana tabi tutulan Eyyub(as) neticede rahmetle, kaybettiklerini ve onların bir misli daha servete kavuşmuştu. Bu sebep siz değildi. Zira bunda akıl sahipleri ve ibadet edenlere öğütler vardı, temelinde de iman ve sabır yatmaktaydı.
“Kim Allah’tan korkarsan, ona bir çıkış yolu ihsan eder ve ona beklemediği bir yerden rızık verir.” (Talak 2-3)
Eyyub(as)’da sabretmiş ve müjdelenmiştir. Allah’tan korkmuş ve beklemediği bir şekilde rızıklanmıştı.
İnsanın yaratılış gayesinin imtihan olduğu düşünüldüğünde onun istifadesine sunulan değerlerinde bir imtihan aracı olacağı sonucuna varmak zor değildir.
Zira İslam’da var olan her şey Allah’ındır. Allahu Teala olunca tasarruf yetkisi de ona ait olacaktır. Bu konuda kurallar konulmuş, ölçüler vaaz edilmiştir. Böylece hayat hem bir takım kurallara bağlanarak disipline edilmiş hem de imtihan vesilesi kılınmıştır. Müminlere düşen hayatı bütünüyle bir imtihan olarak algılayıp tavırlarını ona göre belirlemek, sabır ve şükrü kendisine dayanak yapmaktır.
Kıpırdama bizden, Tevfik Allâh(C.C)’tandır.
Velhamdülillahi Rabbi Alemin