EY KADINLAR! AKLINIZI KULLANIN!

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd; görülen görülmeyen bütün alemleri yoktan var eden, günahları affeden, kullarının hayatına yön veren, devamlı dönmekte olan kalplerini ilmi ve iradesi ile hak üzerinde sabit kılan, onların hayatlarında ders alacakları ve bilgi elde edecekleri olayları yaratan ve idare eden, Rahman ve Rahim din günün sahabi her fiili hikmetli olan yegane ilah ve rabb Allah (cc)’a mahsustur.

Salat ve selam; nübüvvetin son halkası, güzel ahlakın tamamlayıcısı, eşref-i mahlukat, az söz ile çok şey anlatan, alemlere rahmet olan Allah Rasulu (sav)’e, tertemiz ehl-i beytine, sahabesine ve tüm müminlerin üzerine olsun.

Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün):

“Gençlerinizin fıska düştüğü, kadınlarınızın azdığı zaman haliniz ne olur?” diye sormuştu. (Yanındakiler hayretle):

“Ey Allah’ın Resulü, yani böyle bir hal mi gelecek?” dediler.

“Evet, hatta daha beteri!” buyurdu ve devam etti:…”^[1]

Toplumun en önemli birimlerinden bir tanesi ailedir. Bir toplumun ıslahında ve fesadında ailenin rolü çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü insan için eğitim ilk olarak ailede başlar. Bundan dolayı Kur’an-ı Kerim’de aile yapısına hassasiyetle değinilmiştir. Erkeğe ve kadına yaratılışına uygun düşen görevleri telkin eden Kur’an-ı Kerim aile sağlığını teminat altına almıştır. Erkeğe ve kadına düşen üzerine düşen sorumlulukları öğrenmek ve uygulamaktır. Eğer bu yapılmazsa kadınlar azgınlaşır, erkeğin görevini yapmaması büyük bir zafiyete neden olur ve aile büyük bir tehlike altına girer. Aile tehlike altına girince toplumda tehlike altına girer. Elimizden geldiğince kadınların azgınlaşmasına neden olan etkeni def etme adına Kur’an-ı Kerim’de erkeğe ve kadına yüklenen görevleri hatırlatacağız inşaAllah.

“Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ‘SORUMLU GÖZETİCİDİR.’…(Nisa/34)

Erkekler sonuç odaklı varlıktır. Duygularına karşı temkinlidirler ama şehvetleri ve hisleri için aynı şeyi söyleyemem. Detaylar karşısında hep cevapsız kalırlar. İsterseniz deneyin bir erkeğe herhangi bir şeyin detayıyla alakalı bir soru sorun önce bir sessizlik olacaktır. Sonuç odaklı çalışan beynin detay için zamana ihtiyacı vardır. Kadınlar ise öyle değildir hemen cevap alırsınız. Duygular ön planda olduğu için detaya olan vukufiyetleri şaşkınlık vericidir. Seneler önceki olayın bir kadın tarafından detaylı bir şekilde hatırlanmasının sebebi hafıza değil duygudur. Kadınlar unutmaz değil kadınlar duygularıyla yaşar. O olayda yoğun bir duygu yaşadığından onu unutmaz. Her detayda duygu olduğundan izliyormuş gibi hadiseyi anlatır. Zaten hatırladığı şeye dikkat edin ya çok üzülmüştür ya çok sevinmiştir ya da çok kızmıştır yani kısaca yoğun bir duygu yaşamıştır orada. Erkekler ise “unutur” değil sonuca bakar. Sonucun haricindeki her şeyi unutur. Olayı hatırlar ama sadece sonucu söyler.  Böyle bir açıklama yapmamın sebebi ise erkek ile kadın arasındaki yaratılan muazzam dengeyi ifade etmek için. Dikkat buyurun;

Erkeğin görevi idare etmek, korumak kollamak, gelecek zararlı defetmek, faydayı temin etmek, kritik kararlar almak, zor durumlarda güçlü durmak, tedbir almak gibi ön plana çıkan şeylerdir. Bundan dolayı kadına üstün tutulmuştur. Bu üstünlük yetki ve sorumluluklar açısındandır, değer, kıymet ve yücelik açısından değil. Şimdi yaratılışı sonuç odaklı olan böyle bir varlık detaycı olursa ne olur biliyor musunuz?

1- Kesinlikle idare edemez, çünkü bir türlü karar veremez, duyguları sürekli onu karar değişikliğine götürür ki idarede zafiyet karar verememektir. Detaylar çok fazla ön plana çıkarsa, şüpheler meydana gelir ve şüphe kararın düşmanıdır.

2- Koruyamaz, kollayamaz. Çünkü duygularıyla uğraşmaktan zararları fark edemez. Örneğin sert olması gereken yerde sert olamaz, yumuşak olması gereken yerde yumuşak olamaz. Bu da sert olmak ile defedeceği zararı yumuşak davranarak defedememeye ve yumuşak olmakla hafifleteceği ya da yok edeceği zararı alevlendirmeye sebep olabilir. Sonuç odaklı düşünmeli ki gelen zararı göğüsleyip onunla çarpışabilsin. Duygu yoğunluğu sonuca varamamasına sebep olur ve zarara engel olamaz. Sonuç odaklı olmazsa faydayı temin etmedeki zarureti yitirebilir. Yani faydaya sonuç odaklı bakarsa elde etmekten başka bir şey düşünmez ama detaycı olarak bakarsa en ufak bir olumsuzluk faydayı elde etmekten vazgeçirebilir. Bu da ailesine faydayı ulaştıramamaya ve zarardan koruyamamaya sebep olabilir. Ama sonuç odaklı bakarsa faydayı temin etmek ve zararı defetmekten başka bir şey düşünmez.

3- Kritik kararlar alamaz. Bu kritik kararlar sıradan bir karar değildir. Hayati önem taşırlar. Bazen risk almak gerekebilir. Bazen üzmek gerekebilir. Bazen uzaklaşmak gerekebilir. Bazen kırmak gerekebilir. Eğer detaycı olursa bunları başaramaz. Bunları başaramadığında sorunlar büyür ve parçalanma başlar. Şu klasik örnek verilir hep; Bir çocuğun parmağı kangren olduğunda babası kesilsin der ama anne kesilmesini istemez. Çocuk ameliyat olacaksa anne istemez ama baba ısrarcı olur. Bu kararı vermek detaycı kimseler için zordur. Eğer bu karar alınmazsa o çocuk için ve o aile için çok zor günler başlar. Örneğin bazen erkek yatağını ayırması gerekebilir. Bazen işi bırakması gerekebilir. Bazen ticareti bırakması gerekebilir. Bazen çocuğunun eğitimi için uzaklara göndermesi gerekebilir. Bu gibi zor kararları sonuç odaklı çalışan beyin verebilir ancak. Detaycı; ihtimaller ve duygular arasında boğulur ve yanlış kararlar alır.

4- Zor durumlarda güçlü duramaz. Detaycı duygularına engel olamaz. Duyguları ele geçirir ve üzücü durumlarda feryat figan etmesine, sevindirici olaylarda da kendisini kaptırmasına neden olur. Eğer ki bu kişi gözlerin kendisine çevrildiği kişi ise etrafındakileri zor durumlarda taşıyamadığı gibi onları da olumsuz etkiler. Erkek sonuç odaklıdır ve zor durumlarda güçlü durması gerektiğini hissetmesi beyninin sonuç odaklı çalışmasına bağlıdır. Böylelikle etrafındakilere zor günleri atlatma konusunda ön ayak olur ve onların olumsuz etkilenmesine mani olur. Bir cenaze haberinde kafanızı kaldırın ve erkek ve kadına bakın ne demek istediğimi anlarsınız. Ya da sevindirici bir haber geldiğinde aynıdır. Her ikisi de üzülür ya da sevinir ama tepkiler farklıdır. Çünkü biri sonuç odaklı çalışıyor diğeri detaycı ve duygusal. Erkeğin ister üzücü ister sevindirici olsun bu haberden sonra muhakkak yapması gereken şeyler vardır. Sonuç odaklı yaratılması yapması gereken şeyleri rahat yapmasına büyük ölçüde olanak sağlar.

5- Tedbir almakta zorlanır. Aslında tedbir için detay şart gibi gözükse de daha çok ön görü ön plandadır. Tedbirde detay, tedbirin cinsini belirlemek için şarttır. Çünkü neye karşı tedbir alacağın onun ne olduğunu bilmek ile mümkündür. Zaten tedbir detayı defetmek için değil sonucu defetmek içindir. Örneğin soğuk havada kalın elbise giymek bir tedbirdir. Elbise alırken erkeğin ve kadının tercih sebeplerine bakın ne demek istediğim anlaşılacaktır. Kadın güzel görünecek ya da kendisine güzel gelecek bir mont bakar. Üzerine giydiğin elbisenin güzel görünmesi detaydır seni soğuktan ya da sıcaktan koruması ise sonuçtur. Erkek kendisini soğuktan ya da sıcaktan koruyacak elbisenin içinden güzel olanı tercih eder. Kadın ise güzel olan ve güzel gelen elbiselerin içinden tercih yapar. Bu erkeğin alışverişinin hemen bitmesine kadının ise saatlerinin gitmesine sebep olur. Erkek sonuç odaklı baktığı için tedbire odaklanır ve başarıya ulaşır.

Maddeler daha da genişletilebilir. Ancak bu kadarı yeterlidir. Allah (cc) idareyi, gücü, iktidarı, geçindirmeyi erkeğe vermiştir ve onu sonuç odaklı yaratmıştır. Yukarıda saydığımız maddelerde kadınlar erkekler kadar başarılı olamıyorlar. O yüzden kadınlar erkeklerin işine kalkışmamalıdırlar. Bu kadını aşağılamak değildir. Karıncaya kaldırabileceği yükü verdiğinizde onu aşağılamış olur musunuz? Karınca 50 kiloyu kaldıramaz dediğimde bu karıncaya hakaret midir? İşte bunu böyle anlayanlar ya karıncaya zulmetmek istiyorlardır ya da karıncanın ne olduğundan habersizlerdir.

Şimdi gelelim kadınların özelliklerine. Burada da kadınların erkeklerden daha başarılı olduğu noktaları inceleyeceğiz inşaAllah. Kadınlar; huzuru sağlamak ve rahatı temin etmek için yaratılmışlardır. Onlar sükunet sebebidir. Onlar bekçidir. Onlar öğretmendir. Onlar yuva kurarlar. Evin işleriyle ilgilenirler. Onlar batarya gibidirler. İstasyon gibidirler. Erkekler için çok ciddi bir yere sahiptirler. Yukarıda saydıklarımı da ancak detaycı ve duygusal olanlar yapabilirler. Sonuç odaklı çalışanlar bu konuda başarısız olurlar. Kadınlar sonuç odaklı olurlarsa ne olur biliyor musunuz?

İnsanlar bir arada yaşamak zaruretindedirler. Bu bir arada yaşama nedeniyle bir çok problemlerle karşılaşmaları muhtemeldir. Kadın ve erkeğin farklı özelliklerde yaratılması bu sorunları çözmede etkili bir unsur olmuştur. Bazen zıt özelliklere sahip olsalar da aslında birbirini tamamlayan farklı özellikler diyebiliriz. Erkeğin erkeklik yapmaması, kadının da kadınlığını yapmaması bu sorunları daha da kuvvetlendirecektir. Yukarıdaki maddelerde erkek görevini yapmadığında meydana gelecek sorunları ele aldık. Şimdi de kadın kadınlığını yapmaz ise yani fıtratına uygun hareket etmez ise neler olacağını anlamak için kadınların bazı özelliklerini inceleyelim;

1- Sorunlar ancak detaylar bilindiğinde ve ortaya konduğunda çözülür. Yüzeysel ya da suni müdahaleler sorunları geçici süreliğine bitirir. Onu kökten çözebilmenin yolu menşeine inebilmektir. Burada detayları görebilecek, ortaya koyabilecek, biraz duygusal bir yapıya ihtiyaç olacaktır. İşte kadın tam da bu özelliklere sahiptir. Sükunet sebebi olan kadın aslında bu özellikleri ile sükunet sebebi olmuştur. Erkek sonuç odaklı çalıştığı için ve tedbir ve temkin onu sürekli dürttüğü için sorunları analiz etmede yardıma ihtiyacı vardır. Kadın bu özelliği ile gözlerden kaçan bir detayı ortaya koyar ve sorunun sebebi bulunur. Geriye onu halletmek kalır. İşte güç sahibi erkek gücünü kullanır ve sorunu def edip gönderir. Kadın görevini yapmak ile sükuneti sağlar, erkeğin enerjisini doğru yere harcamasına neden olur. Bu kadının yönetmesi değil karar verecek olan erkeğe yardım etmesi, onu rahatlatmasıdır.

2- Kadın duygusaldır, narindir, latiftir. Huzur kaynağıdır. Eve yorgun, stresli ve dolmuş bir şekilde gelen erkeğin istasyonudur. Erkeğin bu yorgunluğunun, stresinin ve dopdolu oluşunun önemli bir bölümü ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak ve onları zararlardan korumak için çalışırken elde edilmiştir. O görevini yaptı ve evine döndü. Sıra artık kadında o da yaratılmış olduğu fıtratında var olan özellikleri ile erkeği deşarj etmeli ve onda sükuneti sağlamalıdır. Toplumdaki erkeklerin çok önemli bir kısmı deşarj olmamış bir şekilde hayatlarını sürüyor. Çünkü kadının özelliklerini ortaya çıkarmasını engelliyorlar. “Sen onun kölesi misin? Kendini kullandırma.” Gibi sözler ile kadınların aklını çelip erkeklere zulmediyorlar. Ev hanımı kelimesinden insanlar tiksinir oldu. Aşağılık bir şeymiş gibi bakılıyor. Kadın erkeğe karşı görevini yerine getirmediğinde evde de problem çıkıyor toplumda da. Kadının görevi; evi temizlemek, çamaşırları yıkamak vs değil. Zaten bunların her birini yapan makinalar var her evde. Evet bu işleri kadın yapıyor ama bunları onun yapması sadece onun görevi olduğu anlamına gelmez. Kadının görevi değil de kadının evde olması ne demek bunu biraz günümüzde erkeklerin dile getirdiği şikayetlerden yola çıkarak incelemeye çalışalım; (Okuyucularımdan ricam; verilen örneklerde kendisini düşünsün. Bu örneklerde kimlerin kastedildiğini ya da şu aile tam da bu örnekte olduğu gibi düşüncelere girmek yerine kendi hataları varsa görmeye çalışsın. Bu örnekler geneli yansıtmaktadır. Özel bir şahıstan yola çıkarak verilmemiştir.)

Erkek eve geldi stresli, yorgun, kafası dolu, sinirler dolu. Kapıyı açtı karşısında asık bir surat. Başlıyor şikayetleri arka arkaya sıralamaya. Üzerinde çamaşır suyunun yaktığı eski bir kıyafet, saç baş dağınık, ev desen darmadağın… Çocuklar canavar gibi bir sağa sola koşuyor en küçüğü avazı çıktığı kadar bağırıp ağlıyor. Ev de bir erkek eksikti o da tamam oldu. Zaten kadının bakışı da bu yönde, bir sen eksiktin der gibi bakıyor. Bu adam her akşam eve geldiğinde kapıyı açmak ister mi? Sonra bir de ilgisizlikten eve gelmemesinden şikayet ederler. Erkek evden çıkmak için bahaneler arar kendisine. İlk bulduğu fırsatta da kaçar gider.

Ya da kapıyı açtı evde kimse yok niye kadın da çalışıyor. Ya da beraber girdiler eve ikisi de yorgun, bitik, stresli ya Allah aşkına siz ne bekleyebilirsiniz ki bu ilişkiden.

Ama bir de şöyle olduğunu düşünün; Kapıyı açtığında karşısında güler bir yüz. Gözlerinin içi gülüyor. Cıvıl cıvıl kıyafetleri ile tam karşısında duruyor. İçeriden enfes yemek kokuları geliyor. Çocuklar eve babanın gelmiş olmasından dolayı havalara uçuyor. Evin içerisi havadar, her şey tertipli. Belli ki bir hazırlık yapılmış. Önemli birisine yapıldığı çok belli. Üzerindeki montu alınıyor ama erkek üzerindeki mont alınırken ruhundan stres montunun alındığına da hissediyor o an. Ellerini yıkamaya gittiğinde vücuttan bütün elektriğini atıyor. Dopdolu olan o beyni kadının ses tonuyla yarılıyor ve içinde zarar veren ne varsa hepsi dökülüp gidiyor. İşte erkek için kadın budur. Kadınlar bunu bir türlü anlayamadılar. Çünkü EĞİTİLMEDİLER. Çünkü AZGINLAŞTIRILDILAR.

Erkeğin kadına olan hassasiyetini fark etmek çok zor değil. Bir sözüyle, bir bakışıyla, bir hareketiyle yumuşayabilir, eğer kendinizden nefret ettirmediyseniz. Kadınların erkekten korkmalarını gerektirecek bir şey yok. Zayıf noktası sensin, sen de onun panzehiri var bundan mı korkuyorsun. Çok yersiz. Hem de çok yersiz. Neden erkeğe karşı tedbir alıyorsun, neden duvarlar örüyorsun, ne gerek var buna. O sana zarar veremez, vermek istemez. Asıl tedbir alması gereken odur. Çünkü zayıf noktası olduğu için çok aşırıya gidebilir. Kontrol etmezse zarar verici, sıkıcı boyutlara ulaşabilir. Gerçekten söylüyorum kadınların erkeklere karşı alacakları bir tedbirleri yok. Kadınlığını bilsin yeter. Erkek zaten eriyecek, sükunet bulacaktır. Sinirleri alınmış, stresini atmış, içindeki elektrik boşalmış, huzurlu bir erkek ne yapabilir. Bu vaziyete gelmesi çok kolay olan birine hangi tedbiri almaktan bahsediyorsunuz. Erkeklerinize açılın, onlara yaklaşın, aradaki duvarları yıkın, onlara güçlü olduğunu, değer verildiğini, önemsendiğini, evin kahramanı olduğunu ve yanında mutlu olduğunuzu hissettirin sonra olanları seyredin. Erkek ile iktidar kavgasına girmeyin. Ona muhalefet etmeyin. Sizin fikriniz farklıysa muhalefet etmeden, kararını küçümsemeden alaya almadan güzelce dile getirin. KADINLAR AKLINIZI KULLANIN.

Erkekler kadınların özelliklerini, kadınlar da erkeklerin özelliklerini bilmedikçe daima huzursuzluk, kargaşa ve kavgalar meydana gelecektir. Bir dahaki yazımızda erkek ve kadınların birbirlerinden beklentilerini ele alacağız inşaAllah.

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

TEVFİK ALLAH’TANDIR…

SELAM VE DUA İLE…

[1] [Rezin tahric etmiştir. Bu rivayet daha muhtasar olarak Ebu Ya’lâ’nın Müsned’inde ve Taberanî’nin el-Mucemu’l-Evsat’ında tahric edilmişir. Heysemî, Mecmau’z-Zevaid’de kaydetmiştir (7, 281).] Kütüb-i Sitte/Fitne/4786