DOĞRU YOLA GÖTÜREN KİTAP-4
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd âlemlerin Rabbi, Maliki, ölümü ve hayatı biz kullarının hangisinin daha iyi amel işleyeceğini belirlemek için yaratan, yolundan gidildiği takdirde emniyetin elde edildiği Allah (cc)’a aittir.
Salat ve selam rehberimiz ve önderimiz, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav)’e onun ehli beytine, dinin yaşanması konusunda bizlere örneklik teşkil eden Ashabına, bugüne kadar yaşamış ve yaşamakta olan tüm Müslümanların üzerine olsun
Bir önceki yazımda Kur’an-ı Kerim’in hidayet sıfatını açıklamaya çalıştım, şimdi nur sıfatını açmaya çalışacağız inşaAllah.
ALLAH cc adem a.s iki çocukluğu Habil (as) ile kabil arasında başlayan Tevhid ve şirk mücadelesi bugün ve kıyamete kadar devem edecektir
İnsanların bir kısmı ALLAH cc göndermiş olduğu peygambere onunla birlikte indirilen kitaba veya suhuflara tabi olmuş cehennemin karanlığından kurtulmuş cennetin aydınlığına ulaşmıştır
İnsanların bir kısmı ALLAH cc göndermiş olduğu peygambere onunla birlikte indirilen kitaba veya suhuflara tabi olmamış cennetin aydınlığını kaybetmiş cehennemin karanlığını hak etmiştir
Cehennemin karanlığından çıkıp cennetin aydınlığına giden insanlara baktığımızda onlar Kur’an-ın nur sıfatıyla aydınlığa ulaştığını görüyoruz
Aslında baktığımızda karanlıklardan maksat (cehalet)aydınlıktan maksat(nur ilimdir) çünkü insanda cehalet asıldır ilim arızidir(sonradan gelir)
ALLAH cc şöyle buyuruyor: Allah, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. NAHL (78)
ALLAH cc insanı dünyaya hiç bir şey bilmeyen cahil olarak getirmiş bir hayvan yavrusundan daha cahil ve muhtaç bir halde olduklarını .Kur’an-ı Kerim’in bir sıfatı NUR dur.
elif, lam, ra. bu bir kitap’tır ki, rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, o güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik. (İbrahim 1)
ALLAH cc insanların önünü açacak aydınlatacak cennete götürecek kitaptan bahsediyor..
Hepimiz biliyoruz ki insanın zahir(beden) batıni(içi yani ruhu) vardır
Bir insan zahiren, yol gösteren baş gözüdür eğer gözün ihtiyacı olan ışığı kesersen karanlıkta kalır ki yolunu bulamaz
Bir insanın batınen önünü aydınlatan yol gösteren ruhtur eğer ruhun ihtiyacı olan nurla yani Kur’an’la bağını kesersen işte ruh karanlıklarda kalır ki yolunu bulamaz …
Bakın kendinizi bir düşünün bir yere misafirliğe gitmiş oturuyorsunuz elektrikler gitti ışık yok her taraf karanlık ne olur hemen paniklersiniz dimi kendinizi emniyet içerisine hissetmezsiniz çünkü nerden ne geleceğini bilemezsiniz hemen ışık bulmak için mum fener gibi şeyleri yakmaya çalışırsınız sonra gerek kalbinizle gerekse dilinizle dua ederiz ama sadece duayla kalmayız elektrik santralını ararız ne zaman gelecek bilgi alırız
İnsan bedeninin gözün ışığa bu kadar ihtiyacı var değil mi ?
Aslında ruhun Kur’an-a yani nura olan ihtiyacı gözün ışığa olan ihtiyacından daha fazladır
Ruh nursuz kalırsa yani karanlıkta kalırsa paniklemez mi emniyet içerisinde hisseder mi kendini nerden şirk gelecek nerden münafıklık gelecek nerden fasıklık gelecek bilmediği için her an bir tanesine düşecek bakın düşebilir demiyorum düşecek diyorum (çünkü hiç kimse yoktur ki nursuz (Kur’an ’sız) ruhu aydınlığa kavuşsun da Müslüman kalabilsin)düştüğü anda kendini ancak cehennemin karanlığında bulur
İşte ruhun aydınlığı gözün aydınlığından önemlidir göz kör olursa karanlıkta kalırsa şuurda yaşayacağı Allah’u alem 60-70 senedir eğer iman edip salih kul olursa cennette sonsuz aydınlığa kavuşur yani bu dünyada karanlıkta kalır ahirette aydınlıkta
Ama bu dünyada ruh karanlıklarda kalırsa Allah’u alem 60-70 sene karanlıkta kalmakla yetmez yaşadığı bu karanlık onu şirk _küfür e götürür ki oda sonsuz cehennem karanlığında kalır yani hem bu dünyada karanlıklar içerisinde hem de ahirette karanlıklar içinde kalır…
Bugün en çok üzüldüğümüz bir takım insanların kendilerine dilleriyle Müslüman dedikleri halde ama Kur’an ’sız bir hayat yaşadıkları için ruhları karanlıkta kalmış şirk bataklığına saplanmış ama kendilerinin bundan haberi yok ne üzücü dimi
Oysaki kendisine Müslüman diyen bir insan nasıl Kur’an ’sız bir hayat yaşar bunu hangi akıl kabul eder hem iman ettim diyecek hem de ayetlere göre değil de nefsine göre yaşayacak o kişi ne iman ehlidir nede Müslümanlardandır çünkü o İslam’a teslim olmamış işine geldiğinde İslam’ı alıyor gelmediğinde almıyor şeytanın ağına düşmüş Allah’ın taraftarı değil de şeytanın taraftarı olmuş tur
Oysaki Müslüman teslim olmuş hayatını İslam’a göre şekillendirmiş Allah’ın emirlerini yerine getiren yasaklarından kaçan bunları kendisine gösteren Kur’an-ı Kerim’i rehber edinip nur sıfatıyla aydınlanan kişilerdir
“Şu halde Allah’a, O’nun Resûlü’ne ve indirdiğimiz nur (Kur’an)a iman edin. Allah yaptıklarınızdan haberdârdır.” tegabun (8)
Yani, “Toplumların helâk olmalarının nedeni, kendilerine gönderilen peygamberleri yalanlamaları ve ahireti inkâr etmeleriydi. Bu bir gerçektir ve insanlık tarihi de bu gerçeğe şahitlik etmektedir. Şimdi sizler aynı yolu izlemede ısrar ederek, kendinizi helâke davet etmiş olursunuz. Bu konuda boşuna ısrar etmeyin ve Allah’ın Rasulü ile Kur’an’ın davetine icabet edin. Burada siyak ve sibaktan “Nur” ile Kur’an’ın kastedildiği açıkça anlaşılmaktadır. Nur nasıl kendiliğinden görünür ve civarında daha önceden karanlıkta olan her şey meydana çıkarsa, Kur’an’ın ışığı da bir gerçektir ve nur gibi parlamaktadır. Böylece onun ışığından insan, ilmin ve aklın yetmediği meseleleri anlamaktadır. Kur’an’ın ışığı ile düşünce ve davranışların sayısız yolları arasında doğru yol açıkça görülür. Bu ışık hayatın her safhasında insanı sırat-ı müstakim’e iletir ve onu sapık yollardan, helâk olmaktan koruyarak, selâmet yollarına ulaştırır.
Bir sonraki yazımda Kur’an-ın Furkan sıfatını açıklamaya çalışacağım inşallah
Allah azze ve celle hidayet ve sırat-ı müstakim üzere kalplerimizi sabit kılsın.