DEĞERİ BİLİNMEYEN İKİ NİMET

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Alemleri yoktan var eden ve idare, kendisinden başka ilah olmayan, mülkün yegane sahibi ALLAH Azze ve Celle’ ye yarattığı varlıklar sayısınca hamd olsun.

Salat ve Selam son Nebi Hz. Muhammed (s.a.v)’ e, ehli beytine ve tüm müminlerin üzerine olsun İNŞAALLAH.

İbn-i Abbas r.a’dan rivayete göre Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur; “İki nimet vardır ki insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır. Sıhhat ve boş vakti.”

İnsan varlığının amacı ALLAH Teala’ ya kulluktur. Yani O’nun emir ve yasaklarına tabi olmak ve teslimiyettir. Kişinin ALLAH(CC)’ ın istediği bir şekilde hayat sürmesi ve hayatını tam manasıyla ALLAH(CC) yoluna sarf edebilmesi birçok faktöre bağlıdır. Bu faktörlerden ikisi zikrettiğimiz hadiste belirtilen sağlık ve boş vakittir. Zira sağlığı yerinde olmayan kişinin ister istemez ALLAH(CC) için yapacağı işlerde aksamalar olacaktır.

Boş vakitte birçok kimsenin değerini tam bilemediği ve değerlendiremediği nimetlerden birdir. Zira her insan normal olarak dünya işleriyle meşgul olur. Bu işler kimi zaman rızık kazanma, kimi zaman şahsi ve ailevi bazı sorunları halletme ya da ev işleri olabilir.

(Gerçi bunları da ALLAH(CC) ‘ın istediği şekilde yaparsa ibadet hükmüne geçer.) Fakat sonuçta kişiye dünya meşgalelerinden uzak ve boş diyebileceğimiz az bir vakit kalabilir. İşte bu vakti ALLAH(CC)’ ın istediği şekilde değerlendirmek ve salih amellerle doldurmak gayet önemlidir. Bunun önemi, ALLAH(CC)’ ın kitabının yürürlükten kaldırıldığı ve O’ nun (CC) dininin baskı altında tutulmaya çalışıldığı şu dönemde, İslam davasını üstlenen ve LA İLAHE İLLALLAH’ ın yüceltilip hakim olmasını kendisine hedef kabul eden davetçi Müslümanlar açısından çok daha fazladır.

Ahirette her nimetin tek tek hesabı sorulacağı gibi ömrümüzü nasıl tükettiğimiz ve sağlığımızı, bedenimizi nelerle yıprattığımız da sorulacaktır. Bu hesabı vermeye hazır mıyız? Eğer hesabın kolay olmasını istiyorsak şu hadis ile amel etmemiz gerekir.

İbn Ömer (r.a)’ dan şöyle dediği rivayet olunmuştur; “RASULULLAH (S.A.V) iki omuzumu tuttu ve ; Ey İbn Ömer sen dünyada bir yabancı yahut bir yolcu gibi ol.” Dedi.

Bu nasihate kulak veren İbn Ömer (r.a) şöyle derdi; “Akşamladığında sabahı bekleme, sabahladığında akşamı bekleme, Hastalanmadan önce sağlığın, ölmeden önce hayatının kıymetini bil.”

Mümin kulun hedefi ne dünya ne de dünyanın güzellikleri değildir. Hedef ancak ve ancak ahiret mutluluğudur. Dünya ise mümin için ahireti kazanmasına sebep olacak bir araç, varmak istediği yere götürecek bir yol hükmündedir. Mümin böyle düşünmelidir. Böyle düşünmelidir ki şu kısa dünya hayatına ahirete göre düzenleyebilsin, gençlik, sağlık gibi nimetlerin değerini bilip ALLAH(CC) yolunda kullanabilsin.

Eğer dünyayı layık olduğu yere koymazsak bu durum bizim sağlık ve vakit nimetini yanlış değerlendirmemize sebep olabilir.

Bir gün adamın biri Hasan Basri (rh.a) ye ; “ Hocam bizim sahip olduğumuz mallarımız bizim huşu ile namaz kılmamıza engel oluyor, sizin de malınız var fakat siz nasıl huşu ile namaz kılabiliyorsunuz?” diye sorar.

Hasan Basri(rh.a) şöyle cevap verir; “Ben hayvanımı ahıra bağlıyorum siz ise kalbinize bağlıyorsunuz.”

Dünya araç, ahiret amaç demiştik. Ama dünyalıkları araç olmaktan çıkartıp amaç edinir de kalbimizle ona bağlanırsak bu bizim ahireti kaybetmemize sebep olur. O halde dünyayı da dünyalıkları da layık olduğu yere koyup kalbimizi ona bağlamamalı ve ahireti talep edip sağlık ve vaktimizi ALLAH(CC) yolunda kullanmalıyız.

Rabbim rızasından ayırmasın Amin.