DAHA ÇOK KAZANMAK İSTEMEZMİSİN  

Hamd sena yücelik gökleri ve yeri ikisinin arasındakileri yoktan var eden, hakimiyetin tek sahibi Allah (cc)’a mahsustur. Salat son nebi ve rasul hatemul enbiya Hz.Muhammed (sav)’e selam ailesine ashabına, bugüne kadar bugünden sonra Allah (cc)’ın dini için mücadele eden bütün müslümanların üzerine olsun

Allah (cc)’ın dini yüce islam hiçbir beşerin uydurduğu düzmece düzecenlere benzemez onun insanın fıtratına uygunluğu bunun en bariz gerçeğidir. Bütün kural ve kaideleri, hükümleri insanın düzeni ve disiplini, onuru ve rahatı ve refahı içindir. İslam dininin fertlerine yüklediği özelliklerden biride futuvvet yani islam kardeşliğidir.

Ne kan bağı ne kabile ne iş veya eş bağıyla yakalanamayacak imanın getirisi olan bir özelliktir. Rehberimiz kuranda bunu apaçık Rabbimiz bir lütuf olduğunu ifade etmiştir.

“Eğer yeryüzünde onların hepsini verseydin yinede onların kalpleri arasını birleştiremezdin. Fakat Allah(cc) onların kalplerini birleştirdi.” (Enfal suresi 63. Ayet)

Aslolan kalplerin birlikteliğidir bedenlerin birleşmesi ile olmuş olsaydı hayvanların birlikteliğide önem arz ederdi oysa onlar maddi çıkar için bir araya gelirler insanı ondan ayıracak şey manevi çıkardır.

“Allah (cc)’ın ipine toptan sımsıkı sarılın ayrılmayın. Allah (cc)’ın size olan nimetini hatırlayın, hani sizler birbirinize düşmandınız O kalplerinizi birleştirdi işte O’nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.”           (Ali-imran suresi 103. Ayet)

Bu iki ayetten de anlaşıldığı üzere iman edenlere Allah (cc) islam kardeşliğini lutfediyor ve bunun kalplerde olduğunu ve yansımalarını üzerimizde taşımalıyız.

İslam kardeşliğinin başlangıcı yani kişiler arasında var olması fertlerin arasında en ufak hoşnutsuzluk, buğz olmamasıdır. Bu futuvvetin islam kardeşliğinin en alt seviyesidir. En üstü ise müslümanın kendi nefsine karşı kardeşini tercih etmesidir. Kendi ihtiyacından önce onunkini gidermektir bu zirvedir bununla ilgili ayetimizi okuyalım;

“Kendileri fakru zarurat içinde olsalar bile onları kendi öz nefislerinden üstün tutarlar. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar muratlarına erenlerin ta kendileridir.” (Haşr suresi 9. Ayet)

Bu ayeti kerimenin nuzülünde iniş sebebi olarak tefsir kitaplarında şu olay anlatılmaktadır; “ bir gün Rasulullah(sav)’in meclisine Sabit bin kays bin Şemmaz (ra) gelerek “Ey Allah (cc)’ın Rasulü (sav) günlerdir bir şey yemedim açım beni doyurun” demiştir. Rasulullah (sav) evlerine eşlerine haber gönderir ama hiç birinde bir kişiyi doyuracak yiyecek yoktur. Rasullah (sav) cemaatine sorar yokmu bu adama yiyeceğini paylaşacak. Ebu Talha (ra) benim der evine götürür, hanımına sorar; evde ne var hanımın çocukların yiyeceğinden başka bir şey yoktur der. Ebu Talha (ra) çocukları yatır, misafirimize ayrı sofra koy bize de ayrı. O yerken bizde yemiş gibi yapalım ki anlaşılmasın bizim açlığımız. Sabah mescide gittiklerinde        Rasulullah (sav)’in onu bu yaptığından dolayı indirmiş olduğu ayeti okur.

Bu nasıl bir tercih ki kendi ihtiyacını ve en çok telaşa düşülen çocuklarının temel ihtiyacından daha çok düşünmek. Evet bu adamlar zirveye hemen çıkmadılar seviye seviye çıkmanın yolunu bulmanın tek yolu var kurana kulak vermektir.

“Müminler ancak kardeştirler öyleyse kardeşlerinizin arasını düzletin.” (Hucurat suresi 10. Ayet)

“Ey iman edenler bir birinizi alaya almayın bir birinizi karalamayın kötü lakaplarla çağırmayın.”           (Hucurat suresi 11. Ayet)

“Ey iman edenler zannın bir çoğundan sakının bir birinizin mahremini araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın.” (Hucurat suresi 12. Ayet)

Ayetler içerisindeki kötü söz ve fiilerden arınan fertler birbirlerini alaya almaz, karalamaz, kötü lakap takmaz, benceli fikir yürütmez, özelini araştırmaz ve arkasından hoşlanmayacağı sözler söylemez. İşte bu özellikler karşılıklı olursa kalpler güven, huzur, sevgi, saygı dolar ve kardeşlik başlar ve yükselerek zirveye nefsini bırakıp onun ihtiyacını öne almaya götürür.

Yermük savaşında bir kesitle işin seyrine bakalım Huzeyfe (ra) anlatıyor; savaş bitmiş her yer kan revan içinde bir çok müslüman şehit olmuştu. Amca oğlum Harisi aramaya çıktım bulduğumda konuşacak hali yoktu su istermisin diye sorduğumda gözü ile ima etti ver diye tam o esnada su su diye bir ses, sesin sahibi İkrime bin ebu cehil (ra) amca oğlu içmedi onu işaret etti ona gittim tam o esnada başka bir ses su diye inliyor İyas (ra), İkrime (ra) içmedi ona götür dedi ona yetişemeden o şehadete yetişti, İkrime (ra)’a yetişene kadar o da son nefesini verdi. Amca oğlum Haris (ra)’a gittiğimde  çoktan vefat etmişti.

Aman Allah’ım bu nasıl bir hukuk ki aralarında ne nesep, soy, ırk olmada yalnız Allah (cc) için olan sevgiden doğan hukuk son nefeste son arzu gerçekten zirve ki ne zirve.

Rasulullah (sav) islam kardeşliği ile ilgili birkaç hadisini paylaşarak konumuzu noktalayalım;

“Mümin müminin aynasıdır.” (Ebu Davud)

“İki müslüman karşılaştıklarında selamlaşıp musafaha ettiklerinde yüz rahmet iner. Doksanı ilk selam verip musafaha yapana onu diğerine isabet eder.” (Beyhaki)

“İki mümin karşılaştıkları zaman musafaha ederlerse aralarında yetmiş mağfiret taksim olur. Altmış dokuzu daha güler yüzlü olana biri diğerine verilir.” (Beyhaki)

Rabbim bu islam kardeşliği nimetinden yararlanmayı bol ecirli tarafı her zaman seçmeyi bizlere nasip etsin.

AMİN