”BUNCA NİMET BUNCA ŞİKAYET ŞÜKRETMEYEN BİR TOPLUM OLDUK”

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

  Hamd övgü ve sena alemlerin Rabbi Meliki kainatın sahibi bizlere sayısız nimetler veren işlediğimiz günahlar sebebiyle üzerimizden Rahmetini esirgemeyen Allah azze ve celleye dir. Salat ve selam müminlerin önderi ve örneği son Nebi Kuran’ın ete kemiğe bürünmüş hali olan Hz.Muhammed (s.a.v.) in üzerine olsun inşallah.

Kitabımızın ilk  ayeti ”Elhamdulillah” diye başladığı halde; hamdi, şükrü unutan bir toplum olduk. Şükretmek için nimetlerin farkında olmak lazım. Günümüz insanı ise bunca varlık içerisinde öylesine nankör ve asi ki..

Çok şikayetçiyiz fert ve toplum olarak,karamsar ve aç gözlülüğün ıstıraplarıyla kıvranıyoruz.Şikayetlerin başında geçim sıkıntısı var.Bu tabir eskiden pek bilinmezdi.İnsanımız bugüne göre daha fakirdi.Fakirdi ama,gönlü zengindi.Kanaat denilen bir hazineye sahipti büyüklerimiz.

Şimdi ise doymak bilmeyen nefisler, hiç birşeyden memnun olmayan Allah’ın (c.c.) üzerindeki sayısız nimetlerini göremeyen memnuniyetsiz bir toplum..

Hatırlayın ki Rabbiniz size; eğer şükredersiniz elbette size nimetimi arttıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir,diye bildirmişti.(ibrahim-7)

   Öyle bir haldeyiz ki gül bahçesine girsek, herhalde güllerin güzelliğinden, mis kokularından önce, elimize değil ama gözümüze dikenler batacak. İslam da nasılsın diye sorulduğunda verilen cevap elhamdulillah idi.Şimdi zoraki bir iyiyimden sonra başlıyor şikayetler..

Hoca talebeden, talebe hocadan, koca karısından, kadın kocasından, baba evlatdan, evlat babadan, herkes toplumdan, hatta Müslümanlardan, cemaat ve cemiyetlerden…şikayetçi..

İyi de,olayların güzel tarafları yokmu?Güzel bakmayı unutmaktan kaynaklanıyor bazı tablolar.Güzel bakan güzel görür.Güzel gören güzel düşünür.

Medine çevresinde Resullulah(sa.v) ashabıyla yürürken yol kenarında bir köpek leşi görür. Sahabe manzaranın ve kokusunun çirkinliğinden, bahsetmeye başlayınca Efendimiz‘ ‘görmüyor musunuz dişleri ne güzel inci gibi” demiştir.

Problem gözlüklerimiz de. Kara gözlükleri çıkarıp olaylara ve varlıklara Allah azze ve celle’nin nuruyla bakabilmeliyiz.Basarla gözükmeyen nice güzellikler,basiretle görülebilecektir.Yani kalıp gözü olumsuz baksa bile, kalp gözü mutlak güzelin varlıklara ve eşyaya yansıyan güzelliklerini müşade eder.

Her şey Rabbine devamlı hamd ediyor.

Yedi kat gök,yer ve buradaki varlıkların tümü O’nu tenzih ederler,noksanlıklardan uzak olduğunu dile getirirler.Evrendeki her varlık O’nu överek tesbih eder,fakat siz bu varlıkların tesbihlerin anlayamazsınız.(isra-44)

   Gül açıyor, bülbül ötüyor, güneş her gün doğuyor, yani varlıkların şükür ve hamdi hal dillerinden anlaşılıyor.İnsanoğlu ise çok zalim ve çok nankör.

O Allah ki gökleri ve yeri yarattı, gökten su indirerek, onun aracılığı ile size rızık olarak çeşitli meyvalar ortaya çıkardı. O’nun buyruğu ile denizde yüzen gemiyi yararınıza sundu, nehirleri yararınıza sundu.

  Sürekli biçimde yörüngelerinde dönen güneşi ve ayı yararınıza sundu, gece ile gündüzü de yararınıza sundu.

O size kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetlerin sayacak olursanız bitiremezsiniz. Kuşkusuz insan çok zalim ve nankördür.(ibrahim-32-33-34)

     Subhanallah bütün bunlar insanın emrine mi verilmiştir? Bu dehşet verici evren bütünüyle insan denen şu küçücük yaratığın hizmetine mi sunulmuştur? Su indiren gökler, bu suyu emen toprak ve ikisinin arasında biten meyveler. Allah’ın emri ile insanın hizmetine verilen, gemilerin yüzdüğü deniz, şaşırmadan sağa sola sapmadan kendileri için belirlenen yörüngede dönen güneş ve ay, birbirini izleyen gece ve gündüz..

Bütün bunlar insan için mi yaratılmışlar? Buna rağmen insan Allah’a şükretmiyor mu?O’nu anmıyor mu?Ne kadar da nankörüz değil mi? Bunca nimete rağmen bunca şikayet..

  Allah’ım Seni zikretmek, Sana şükretmek ve güzel ibadet etmek için bana yardım eyle(ebu davuh-ahmed bin hanbel)

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN