sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

BABALARA

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Peygamberimize aline, ashabına ve bütün müminlerin üzerine olsun

İslam’da çocuk eğitimi bir ibadet, baba ise bu ibadetin baş sorumlusudur. Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Hepiniz çobansınız ve güttüğünüzden mesulsünüz” (Buhârî, Cuma, 11) buyurarak, babanın ailesi üzerindeki sorumluluğunu (manevî liderlik) düzeyine çıkarmıştır. Herkes baba olabilir, ancak ‘Müslüman Baba’ olmak sorumluluk ve rehberlik gerektirir.

Kur’ân, babaya yönelttiği ilk eğitimsel görevde şöyle der:

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden koruyun.” (Tahrîm, 6)

Kur’ân’da evladına hikmetle nasihat eden bir baba modeli Lokman (a.s)’dır. Lokman’ın sözleri, İslam’da babaya verilmiş pedagojik birer talimattır. Lokman, oğluna şunları öğretir (Lokman Suresi, 13–19):

Tevhid eğitimi: “Allah’a şirk koşma…”

İbadet bilinci: “Namazı dosdoğru kıl…”

Ahlâkî hassasiyet: “Yürüyüşünde ölçülü ol…”•       Sosyal duruş: “İnsanlara yüz çevirme…”

Bu ayetler üzerine Fahreddin Râzî şöyle der:

“Bir baba, evladına yalnızca geçim sağlamaya değil, akide, ibadet ve ahlâk üçgeninde hayat kurmaya çalışmalıdır.”

Hz Ali şöyle demiştir; “Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.”

İbn Kayyim el-Cevziyye, “Tuhfetü’l-Mevdûd” adlı eserinde şöyle der:

“Baba, çocuğun zekâsına uygun bilgi sunmalı, onu hayatın gerçekleriyle tanıştırmalı, ama kalbini korku ile değil, Allah sevgisiyle beslemelidir.”

Modern psikoloji de bunu destekler: Duygusal bağ olmayan yerde kalıcı öğrenme olmaz.

Peygamber Efendimiz şöyle tavsiyede bulunmuştur: “Çocuğu olan, onunla çocuklaşsın!” (Deylemî, III, 513)

“Çocuğa iyi huylar küçük yaştan itibaren öğretilmelidir. Cömertlik, doğru sözlülük, utanma, yumuşaklık gibi huylar oyunla iç içe verilmelidir.”

(İhyâ, Cilt 3, Kitâbü Riyazeti’n-Nefs)

Gazâlî, “çocuğu kendi haline bırakmak, şeytana teslim etmektir” der.

Çocuk eğitiminin sadece annelere aitmiş gibi kabul edilen bir anlayışta babalar sorumluluklarından ne kadar da uzaklaşmış durumdadırlar.

KISSADAN HİSSE ~

Zamanın birinde bir genç vardı. Bu genç, Allah’tan korkan, helale harama dikkat eden bir delikanlıydı. Bir gün ırmak kenarında yürürken çok susadı. Suyun akışıyla birlikte bir elma ona doğru sürüklendi. Elmayı alıp yedi. Ancak yedikten sonra bir anda içi daraldı Ben bu elmayı kimin izniyle yedim? Belki sahibi hakkını helal etmez!”dedi. Hemen nehrin yukarısına doğru yürümeye başladı. Günlerce yürüdü. En sonunda bir bahçe buldu ve yaşlı bir adamın kapısını çaldı.

– Selâmün aleyküm, dedi.

– Aleyküm selâm evladım, ne ararsın?

“Efendim, sizin bahçenizden nehirlere düşen bir elmayı izinsiz yedim. Hakkınızı helal eder misiniz?”

Yaşlı adam baktı, yüzünde derin bir sükûnet vardı. Dedi ki:

-Evladım, helal ederim ama bir şartla…”

Genç hemen atıldı:

Ne isterseniz yaparım, yeter ki hakkınız helal olsun.”

– “Kızımla evlenmeni istiyorum.”

Genç durakladı. Adam sözlerine devam etti:

Ama bil ki, kızım kördür, sağırdır, dilsizdir ve topaldır. Onunla evlenmeye razıysan, elma hakkımı helal ederim.”

Genç, Allah rızası için başladığı bu yolda nefsini değil, takvayı seçti:

Eğer Allah katında rızanız helal olacaksa, kabul ediyorum.”

Nikâh kıyıldı. Genç, odasına girdi. Ama içeride ne kör, ne sağır, ne dilsiz, ne de topal bir kadın vardı. Aksine, gözleriyle gören, diliyle dua eden, kulağıyla Kur’an dinleyen, ayaklarıyla secdeye giden iffetli, hayalı, saliha bir hanım vardı.

Genç şaşırdı. Durumu kayınpederine sordu.

Yaşlı adam gülümsedi ve dedi ki:

Kızım gözlerini harama kapadığı için kördür.Kulağını gıybete ve boş söze tıkadığı için sağırdır.Dilini sadece zikre açtığı için dilsizdir.Haram yere adım atmadığı için topaldır.Ben sana iffetiyle yaşayan bir kul verdim.”

Bu genç daha sonra büyük bir âlim oldu.

Haram lokmanın ve kul hakkının ehemmiyetini bilen, telafi etmeye çalışan ve haramlara uzuvlarını kapatmış bu iki insan muhakkak Salih bir anne babanın eseridir.

“Öyle evlilikler vardır ki, ondan Îmâm Safii (r.h) ve Îmâm Ahmed b. Hanbel (r.h) gibi evlatlar doğar; iste bu, eşler için bin senelik ibadetten daha hayırlıdır.”

ibnu’l-Cevzî (r.h)

Bir Baba duası (Hz İbrahim); Rabbimiz! Bizi Sana teslim olanlardan eyle, soyumuzdan da Sana teslim olan bir ümmet çıkar!” (Bakara 128)

Selam ve Dua ile

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.