ALLAH’A KULLUK EDİN, BAŞKALARINA DEĞİL

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

ALLAH’A KULLUK EDİN,BAŞKALARINA DEĞİL

Hamd gökleri ve yeri emsalsiz yaratan, kullarına faydalanmaları için nimetler bahşeden yarattıklarına hükmederek onları başıboş bırakmayan öldüren ve dirilten kâinatın yegâne hâkimi, ilahı, rabbı, mabudu Allah subhanehu ve teala’ya mahsustur.                                  

Salat ve Selam âlemlere rahmet olarak gönderilen müminlerin önderi yaşıyan Kur’an Hz. Muhammed’e  (sallallahu aleyhi ve sellem) aline, ashabına ve müminlerin üzerine olsun.

Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah, onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir. Enbiya 22

İLAH KAVRAMI VE İÇERDİĞİ MANA;

İslam dininin önemli kavramlarından biride İLAH’tır. Tevhid kelimesinin içerisinde yer alan bu kavram iman ile şirk (ortak koşma) arasındaki farkı ortaya koyar.

Kavram olarak; kendisine ibadet edilen, sevgiyle ve tutkuyla bağlanılan, söylediği ilk ve son söz olan, yegâne hâkimiyet sahibi, hüküm koyan ve hükmünde ortağı olmayan, yoktan var eden ve yarattıklarını yöneten, Rızasını kazanmak için her şeyden fedakârlık verilen.

İçerdiği mana iyi anlaşıldığında kelime tevhidi ikrar edip ve doğruluğunu kalb ile tasdik ederek Allah’a iman eden bir kişi özet ile şu derin manayı kabul eder” benim hayatım da tek hüküm koyucu, rızasını gözeteceğim ilk zat, hâkimiyetine teslim olduğum Allah subhanehu ve teala benim İlah’ımdır. Mabud’um O’dur ben O’na ibadet ederim.

Fakat insanların büyük çoğunluğu yerde ve göklerde vuku bulan olağan üstü hallere şahit olduklarında yağmura, doluya, kara gece, gündüz bitkilerden toğuma, depremlerden su taşkınlarına, güneşin doğuşundan batışına daha bir çok olağan üstü olayların yaratıcısı, yöneticisi ve idare edicisi olarak Allah’ı (c.c) kabul ederler. Bu olağan üstü hallerde bilirlerki yağan yağmurdan kara ne varsa onlar yanlız Allah’ı (c.c) dinliyor ve onlar yalnız Allah’ı ilah olarak kabul etmişler. Yağmur kar deprem ve vuku bulan diğer olağan üstü olaylar Allah’tan geleni işitirler isteyerek tasdik ederler ve O’ndan başkasını dinlemezler çünkü onların İlah’ı yalnız Âlemlerin Rabbı Allah’ tır. (c.c) Devam ediyoruz…

Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu.

Allah’tan (c.c) başka göklerde ve yerde İlah olmadığı aklen ve nas ile ispat olunmuştur. Değerli Âlimlerimiz akli ve nakli deliller sunarak Allah’tan (c.c) başka İlah olmadığını tefarruatlı bir şekilde açıklamışlardır.

Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah, onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir. Enbiya 22

 Allah’tan (c.c) başka İlah olmamasına rağmen insanların büyük çoğunluğu imkânsız olan fıtratlarına ters yaratılış gayelerinin zıddına haraket ile Allah’tan başka İlahlar edindiler.

PEKİ BUNU NASIL BAŞARDILAR?

Kur’an’ın ifade ettiği gibi akıllarını kullanmamalarının sonucunda sahte ilahlık iddiası ile karşılarına çıkan ve hayatlarını yönlendirici kural ve kanunlar tasarlayan insanları ve onların uydurdukları kanunları destekleyerek Allah’ı (c.c) bırakıp onları ilah edindiler. Akıllarını kullanamadılar diyor Kur’an çünkü Depremde ve başlarına gelen musibetlerde Allah’a (c.c) sığınıp yağmuru bolluğu bereketi Allah’tan istediler. Allah’ın (c.c) indirdikleri ile hükmetmeyen Kendilerine bile faydası olmayan sahtekârları başlarına lider yönetici seçerek biz senin hükmünden razıyız dediler. Hükümlerini kabul ettikleri sahtekârların kulları oldular. Benimsedikleri hükümler hayatlarının her sahasına hâkim oldu aileden topluma. Yerde ve gökte Allah’tan başka İlah yok ve düzeni bozulmadı. Fakat yer ve göklerin arasında ki insanların düzeni ve huzuru bozuldu onların hayatlarında Allah’tan başka ilahlar var. Nefislerine ve tağutlara kulluk yapıp onların emir ve isteklerini yerine getirmek için canları pahasına verdikleri mücadele taptıkları sahte ilahlara ibadet etmekten başka birşey değil.

Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür. NİSA 116

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN