Allah (c.c)’ın Yaptığı Yardım… Allah (c.c)’ın Verdiği Değer (2. Bölüm)
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd, gökleri ve yeri hiçbir örneği olmaksızın yaratan, geceyi gündüzün üzerine örten, gündüzü de gecenin üzerine örten, güneşi ve ayı koymuş olduğu kanunlara boyun eğdiren alemlerin Rabbi Allah Celle Celaluhu’na mahsustur.
Salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen hayatımızın her safhasında önderimiz ve örneğimiz olan Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme, aline, ashabına ve kıyamete kadar gelecek bütün müminlerin üzerine olsun.
O Kur’an Allah’ın ipidir. Kim ona tutunursa hidayet üzeredir. Kim de onu terk edip bırakırsa sapıklık üzeredir.
Müslim İnsan ve toplum kendisine indirilen Kur’an’a inanır, içindeki hayat nizamını kendi hayatına tatbik eder.
Kur’an’da Rabbinin kendisine gösterdiği hedefe doğru yine Kur’an’ın ve onun açıklayıcısı olan sünnetin ışığında koşarak ulaşmaya çalışırsa Allah’ın yeryüzüne sarkıtmış olduğu ipe sımsıkı tutunanlardan olmuş olur.
Bu ipe tutunan insanı ve toplumu Allah Celle Celaluhu ilk olarak hidayetle şereflendirir.
Sonra onlardan razı olur. Onları mahlukatın en üstüne çıkartır. Mahlukatın en şereflisi olurlar.
Dünyada ve ahirette Allah onları nurlandırır. dünya ve ahirette Allah onları koruması altına alır.
Şüphesiz insanlardan Allah’a yakın olanlar vardır. Ey Allah’ın Resulü onlar kimlerdir diye sorulunca Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.
Onlar Allah’ın ehli, Allah ehli ve Allah’ın has kullarıdır. İbni Mace.
Kur’an’ı okuyan ve onunla gereği üzere amel eden kişinin anne ve babasına kıyamet günü bir taç giydirilir.
Bu tacın ışığı güneş dünyadaki bir eve konulduğunda onun vereceği ışıktan daha güzeldir.
Öyleyse Kur’an-ı Kerim ile bizzat amel edenin ışığı nasıl olur, düşünebiliyor musunuz?
Ebu Davud.
Şüphesiz ki Allah, bu kitap sayesinde kimi kavimleri yüceltir, kimi kavimleri de alçaltır.
Müslim.
Bu öyle bir şeref ki, Öyle bir nur ki, öyle bir koruma ki, dünyada hiçbir düşman onu zelil kılamaz.
Ekonomik olarak hiçbir zaman sıkıntıya düşmez.
Dünya ona kolaylaşır.
Bilimde ve teknolojide en ileri olur.
Ahirette ise nuru cehennem ateşini söndürür.
bu satırları okuyan bazı kimselerin şöyle dediğini duyar gibiyim.
Sen abartıyorsun.
Bunların hepsi ahiret için geçerli.
Eğer senin dediğin gibi olsaydı günümüz dünyasındaki Müslümanlar neden bu haldeler?
Neden geri kalmışlar?
Neden fakirler?
Neden düşmanları tarafından dört bir tarafı kuşatılmış.
Neden üzerlerine sürekli bomba yağıyor?
Evet, her söz ispat ister.
Ben de söylediklerimi ispatlayacağım inşallah.
Lakin bundan önce şuna açıklık getirelim.
Bir insanın ya da toplumun Kur’an’ın Allah’ın kitabı olduğunu bilmesi, onu Kur’an’a tutunanlardan yapmaz.
Kur’an’ı evin en yüksek yerine koyarak ona saygı duyması, onu Kur’an’a tutunanlardan kılmaz.
Kur’an’a abdestsiz dokunmaması, onu Kur’an ehli yapmaz.
Kur’an’ın en doğru yola götürdüğünü bilmesi onu Kur’an ehli yapmaz.
Nasıl sadece bunlarla Kur’an ehli olsun ki?
Olmaz.
Şöyle bir örnek verelim.
İstanbul’da yaşayan insanlar Esenler Otogarı’ndan her saat başı Sakarya’ya bir yolcu otobüsünün hareket ettiğini öğrenseler.
ve bunun doğru olduğunu kabul etseler lakin o otobüse binmeseler Sakarya’ya ulaşabilirler mi?
Tabii ki hayır.
Doğru bilgiye sahip olmaları Sakarya’ya gitmek için yeterli değildir.
Otobüse de binmeleri lazım gelir.
Günümüz dünyasındaki çoğu insanın Kur’an’a karşı durumu bu örnekteki gibidir.
Kur’an’ın doğru olduğunu, doğruya ulaştırdığını biliyor ama Kur’an’a tabi olmuyor.
Yeme içmesini, kılık kıyafetini, evlenmesini, boşanmasını, ticaretini, eğitimini, mirasını Kur’an’a göre düzenlemiyor.
toplumsal hayata yönelik serbest yasak ölçülerini Kur’an’a göre şekillendirmiyor.
Yani Kur’an’ı okuyor ama yaşamıyor.
Böyle bir toplum tabii ki Allah’ın verdiği şerefe, Allah’ın verdiği nura, Allah’ın yaptığı yardıma mazhar olmaz.
Çünkü bunlar Kur’an ehli değildir.
Şimdi gelelim dünyadaki şeref ve üstünlüğün ispatına.
Makalemiz üçüncü bölümüyle devam edecektir.
İnşallah.
Velhamdülillahi Rabbil alemin.