بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

Hamd âlemlerin Rabbi Rahman ve Rahim, ölüden diriyi- diriden ölüyü çıkartan, geleceğinde hiç şüphe bulunmayan günün sahibi, mümin kullarına merhametli, inkârcılara şiddetli, indirmiş olduğu Kur’an ile bizlere izzet bahşeden ALLAH(CC) aittir.

Salât ve selam âlemlere rahmet olarak gönderilen kendi döneminde ve kendisinden sonra var kılınan mükelleflerin ona(sas) itaatten başka kurtuluşunun mümkün olmadığı önderimiz komutanımız Hz. Muhammed sas’e âline ashabına, bugünden önce yaşamış bugün yaşamakta olan ve kıyamete kadar yaşayacak, hakkın gönüllerini aydınlattığı mücahid müminlere selam olsun.

İnsanoğlunu hidayetten dalalete, rahmetten azaba, kurtuluştan helaka götüren sebepler çok çeşitlidir. Bunlara birçok örnek vermek mümkündür. Genel olarak bu sebeplerin içerisinde toplandığı nokta hiç şüphesiz dünyadır. Ancak dünyanın içerisinde yaşayan fertlerin ve toplumların aldanış sebepleri değişkenlik gösterebilmektedir. Biz bu yazımızda bu sebeplerden birkaçına değineceğiz ki kendimizi sorgulayıp hesaba çekebileceğimiz bir ölçümüz bir terazimiz olabilsin. Kur’an’ı Kerim’in içerisine bakıldığında helak olan toplumların helak sebepleri, kurtulan fert ve toplumların kurtuluş sebepleri detaylıca açıklanmıştır ki mutlaka bu Allah’ın kullarına rahmetinin bir ifadesidir. Peki Allahu teala’nın bu büyük rahmetine kullar gereği gibi şükredebilmiş mi? gereklerini ifa edebilmiş mi? İşte bu sorulara olumlu cevap maalesef verilememektedir. Bu bir anlamda insanın aldanış sebeplerini de ifade eden bir açıklamadır. Biz hiçbir insanın hedefe gitmesine vesile olan vasıtaların içerisinde hayat sürmeye çalıştığını görmeyiz. Geçmiş dönemlere baktığımızda at, deve, katır vb. hayvanlar ulaşım vasıtaları idi. Bu binek kişiyi gitmek istediği hedefe doğru taşır, o vasıtaların amacı budur.  Biz birisini bu bineğin üzerinde yaşamaya, uyumaya, yemek yemeye, bilumum diğer ihtiyaçlarını da bu vasıta ile temin etmeye çalıştığını görsek bu kişinin normal birisi olduğu kanaati bizde kaybolur. Bu denklem diğer vasıtalar içinde söz konusudur. Vasıtanın ne olduğu değişmeksizin uçak, araba, deniz altı, tren vs. olabilir. Hepside akıl ve mantıktan yoksun bir anlayışın tezahürü olduğunu ispatlar. Bu amaç ve araç kargaşasından kaynaklanan bir durumdur. İnsan’ın amacı nedir? Yeryüzü halifeliği ve sadece Allah’a kul olma şerefi. Bu vesile ile dünya ve ahiret saadetini temin etmek.  İşte amaç budur. Bu amaca hizmet eden her şey araçtır, vasıtadır. Bu Bilinç ve şuurun kaybolduğu her akıl ve dimağ hedeften sapar ve istikametten uzaklaşır.

“Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan arzu insanlara “süslü ve çekici” gösterildi. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katında olandır.”( Ali İmran 14)

“Dünya ihtiraslarında, nefislerin arzu ve istekleri ile doğuştan gelen eğilimlerin etkisinde boğulmak insanın gönlünü basiretten ve ibret almaktan alıkoyar. İnsanları somut günü birlik zevklerin dalgaları arasında boğar. Onların daha yüksek ve daha yüce hedeflere yönelmelerine engel olur. Böylece duyguları katılaşan insan yakın, günübirlik zevklerin ötesine uzanma yeteneğinden yoksun kalır, onlara yükselemez.”

“Zevklere aşırı düşkünlük insanlara süslü (çekici) gösterildi.” Öyleyse bunlar sevilen, hoş görülen arzulardır. Pis ve tiksindirici olarak görülmüş değildir. İfade biçimi onları pis görmeyi ve onlardan tiksinmeyi çağrıştırmıyor. Yalnızca yapısının ve etkenlerinin bilinmesi ve yerli yerince kullanılıp bu sınırın aşılmaması, hayatta kendisinden daha değerli ve yüce şeylerin üstüne çıkarılmaması gerektiği belirtilmiştir.”[1]

Nefsi temayüller çeşitli ve değişkendir. Kişilere veya toplumda sınırların aşılmasına sebep olan dünyevi imkanlara göre değişebilir. Öyleyse ölçümüz, insanın kullanımına verilen bu nimetlerden tamamen soyutlanmak değildir. Ancak dünya bundan ibaretmiş gibi sermaye, emek ve imkânları bunları elde etmek için seferber etmemek gerekir.

“De ki: Size bundan daha hayırlı olanı bildireyim mi? Korkup-sakınanlar için Rablerinin katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır. Allah, kulları hakkıyla görendir.”(Ali İmran 15)

Selam ve dua ile   اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمٖينَ

[1] Fizilal’il Kur’an (Seyyid Kutub)