AKVARYUMUNDAN ÇIKARTILAN BALIK GİBİ ÇIRPINIYORSAN, İŞTE SANA HAYAT VERECEK ÇAĞRI!

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd Alemlerin Rabbi, RAHMAN, Din gününün sahibi ALLAH(CC)’ a mahsustur. Salat ve Selam kendisine itaat edilmediği sürece kurtuluşun asla mümkün olmadığı Hz. Muhammed (s.a.v)’e Ehli beyt’ine, Sahabesine ve derdi yalnızca ALLAH(CC)’ ın rızası olan müminlerin üzerine olsun İNŞAALLAH.

Bizler biliyoruz ki ALLLAH Azze ve Celle bizleri yaratıp dünya hayatına göndermiş ve başıboş bırakmamıştır. Bizlere bu dünya hayatının karanlıklarında, yolumuzu bulmamız amacıyla kitaplar indirmiş, peygamberler göndermiştir. Bizlerin yoluna ışık tutacak olan, kitabımızda ALLAH Azze ve Celle şöyle buyurmaktadır;

“Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar. O’nu tesbih ederler. O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama söz onların teşbihlerini anlamazsınız.” (İSRA 44)

Bütün nesneler, evreni oluşturan bütün şeyler ALLAH(CC)’ın evrendeki yasalarına (ayetlerine) kayıtsız şartsız bir itaat içerisindedirler. Hatta ister putpereset, ister Mecusi, ister Yahudi, ister Hristiyan olsun bütün insanlar organik yapıları organizmaları itibariyle Müslümanlardır. Bunun tabii sonucu olarak da insan için iki durumdan birisi gerçekleşir;

1-) Yaşantı tarzını belirleyecek ilahi yasayı kabul eder , hayatına hakim kılar.

2-) İlahi yasayı bireysel toplumsal hayatı için ölçü, esas olarak kabul etmez ve başka insanlar tarafından yapılmış yahut kendisinin yapmış olduğu yasaları hayatının ölçüsü, esası kılar.

Bunlardan birinci durum gerçekleştiğinde o kişinin sadece organizmasıyla değil, inanç ve yaşantısıyla da Müslüman oluşunun açığa çıkmasına karşılık, ikinci durum gerçekleşecek olursa, o zaman organik yapısıyla Müslüman, inanç ve yaşantısıyla Müslüman olmayan birisi özelliği kazanmış olur. Birincisi Tevhidin yani birlemenin , uyumun gereğidir. İkincisi şirkin yani ayırmanın ve parçalamanın gereğidir. KUR’AN’ın insanlara bildiriliş amacı dikkate alındığı zaman anlaşılır ki, insanın iradesinin etkin olduğu bireysel ve toplumsal hayatında, ALLAH(CC)’ın KUR’AN’ daki yasalarına uyması ile ilgilidir.

İnsanların intihar eğilimlerinin artması, bunalımlara girmeleri, psikolojilerinin her geçen gün bozulmalarının temel sebebi budur. Yaratılış amacından uzaklaşmak, kainata yabancılaşmak,  bedenine yabancılaşmak. Kendisi için belirlemiş olduğu kanunlara boyun eğen kainatta, bedende kendisi için seçilen kanunlara boyun eğmeyen insan. Sanki suyundan çıkarılıp, yere atılan balığın yaşam mücadelesi gibi. Çırpınış… ve sonunda ait olduğu yere dönmeyen balığın sonu gibi ölüm. Belki bu ölüm bedenlere, belki ruhlara isabet ediyor. Oysa insan balığı alıp yere atarak, hadi burda yaşa! Diyen insan görse ne kadar zalim der, acımasız der. Ama insanları ALLAH(CC)’ın kitabından, içerisindeki itikadi, ameli, sosyal hayattaki kanunlardan uzaklaştırıp, kendi yanlarından çıkardıkları kanunlarla yaşayacaksınız diyenleri alkışlar. Hem de yerde çırpınan balık misali çırpınışlar içerisinde

İnsan ilahi yasaları gerek bireysel gerek toplumsal olarak kabul ederse,  kalp asıl gıdasını o zaman bulmaya başlayacaktır. Balık suyla buluşunca, çırpınır durur ve yüzmeye başlar ya insanda o zaman çırpınışlardan kurtulup istikamet üzere yolunu alacaktır.

Özetle ya Müslüman! Evrende organizmalar itibariyla Müslüman bedende, Müslümanca yaşacaksın yada Müslüman evrende organizmaları itibariyle Müslüman bedende, kafir olarak yaşacaksın. (Müşrik-Münafık)

Unutma evren, kainat nasıl mükemmel ise, bedenin, kalbin, vücudunun çalışma sistemi nasıl mükemmel ise senin için belirlenmiş şeriatta o kadar mükemmeldir.!

‘’Ey İman edenler. Allah c.c. ve Resulü sizleri hayat verecek şeylere çağırdığı zaman icabet edin’’ (Enfal 24)

VelhamdulillahirrabilAlemin.