AHZAB SURESİ 41 “EY İMAN EDENLER ALLAH’I (C.C.) ÇOKCA ZİKREDİN”

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Allah’a hamd Resulüne ve tüm Müslümanlara selam olsun

Müslüman dertli İnsandır, derdi çok büyüktür. Yerlerin göklerin ve dağların yüklenmekten çekindiği emaneti yüklenmiştir o. Bu emanetin ağırlığı ile başlar her güne.Allah’a kulluk görevini yerine getirmek,  haramlardan ve nefsinin kötü istek ve arzularından kaçınmak,  insanları Allah’a kulluğa davet etmek,  inandığı ve yaşadığı dini içinde bulunduğu topluma ve dünyaya hakim kılmak derdindedir o.Bir de düşmanı çoktur en büyük düşmanı şeytan , şeytanlaşmış insanlar,kâfirler müşrikler, cahiller ,çağının firavunları ,Nemrutları ,ebu cehilleri hepsinin hedefindedir o.Kendisini yok etmek, mücadelesini kırmak,  Azmini sindirmek, yolundan çevirmek İsterler.

İslam’ın hakim olmadığı, helal ve haramın sözlükte kaldığı, İslam ahlakının bulunmadı bir toplumda yaşadığı için ticareti, alışverişi, insanlarla münasebetin sosyal yaşantısının her anı dertlerle doludur.

Peki bunca derdin ve sıkıntının üstesinden nasıl gelinir, buna güç yeter mi, ne kadar dayanabilir? Şüphesiz Allah’ın yardımı olmaksızın bunların üstesinden gelmek mümkün değildir.

Müslüman her zorlukla beraber bir kolaylık olduğunu,Allah’ın müminlerle beraber olduğunu, kim Allah’ın dinine yardım ederse Allah’ında onun yardımcısı olacağını Allah’ın kitabından ,Resul’ünün Ve Ashâb-ının hayatından bilir.Allah ona bir çok yardımcı tayin etmiştir. Namaz bir yardımcıdır, oruç bir yardımcıdır, kuran bir yardımcıdır, sünnet bir yardımcıdır.

Üzerinde durmak istediğim en önemli yardımcılardan biri de mümin kulun Rabbini zikretmesidir.

Zikir, Mümin kalplerin neşesi, ıstıraplı gönüllerin huzur kaynağıdır; “Bilin ki, kalpler ancak Allah’ın zikriyle huzur bulur. ( Rad, 1 3/28) ” ayetinde buyrulduğu gibi, manevi huzura açılan kapının anahtarıdır.

Zikir, şeytanı ve şeytanileri kovar. Şeytan, zakirden uzaklaşmak zorunda kalır. Zikirden uzak kalana ise şeytan yaklaşır, hatta onunla arkadaş olur.

Zikir, kalbi sekineti sağlar. Zikirle birlikte kalbin manevi sıkıntıları kalp üzerindeki etkilerini kaybederler. Zakir, zikir ile iç huzurunu temin ve tesis eder.

Zikir, zahiren ve batınen güçlendirir. Kalbi ve bedeni güçlendiren zikir, kalbi ve bedeni parlatır. Zikir, kalbin gıdası olup, güçlendikçe, bedene de etki eder; heybet verir, zahiri ve batıni heybeti arttırır.

Zikir, Allah’ın gözetimi altında (murakabede) olduğu şuurunu kazandıran bir büyük uyarıcıdır. Murakebe şuuru ile ihsan mertebesine çıkılır. Zakir de, muhsin kişidir.Zikir, büyük nimetlerden bir büyük nimettir. O, Allah-u Teâla’nın kuluna ikramlarından bir ikram, hediyelerinden bir hediyedir. Zakir ise bu büyük nimetten ve ikramlardan payını alan saadet ehliyken, gafil bunlardan kaçan ve kaçınan kişidir.

Zikir ahiret şuur kazandırır gafletten uyandırıp yakin kazandırır galibiyete vesiledir şükür’dür kalbin şifasıdır övgüye vesiledir zorlukları kolaylaştırır en önemlisi yüce Allah’ın emri ;

“Beni zikrediniz, anınız ki, ben de sizi anayım. Bana şükredin ve küfre sapmayın.” (Bakara Sûresi / 152)

“Allah’ı çok zikret ve gece gündüz onu tesbih et.” (Âl-i İmran Sûresi / 41)

“Ey iman edenler, Allah’ı çokça zikredin.” (Ahzab Suresi, 41.)

“Öyle erler vardır ki, onları ne ticaret ne de alışveriş Allâh’ı zikretmekten, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin (dehşetten) allak bullak olduğu bir günden (kıyâmetten) korkarlar.” (en-Nûr, 37)

Resulullah sallallahu aleyhi vesellemmin hiç terk etmediği en çok değer verdiği sünnetidir.

Bir adam Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e hitâben:

“Yâ Resûlallah! İslâmiyet’in emirleri çoğaldı. Bana sıkı sıkıya yapışacağım bir şey söyle.” dedi. O da:

“Dilin hep Allah’ı zikretsin!” buyurdu. (Tirmizî, Daavât 4. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 53.)

Ey mümin kardeşim faydalarını yazmakla bitiremeyeceğimiz  bu ilaçtan mahrum kalma şu dünya zindanında zikir ışığı ile aydınlat gönlünü kuvvetlendir imanını kurtar dünya ve ahiretini şunu da unutma Hz.Peygamber SAV  ”Allah’a itaat eden Allah’ı zikretmiş olur. ( Beyhaki, iman 1,452)

Selam ve dua ile