AHİRETE İMAN

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd yerleri, gökleri ve ikisinin arasındakileri emsalsiz bir şekilde yaratan, bizlere hidayet olarak kitabı vahiy eden, kâinatın efendisi, tek ve yegane İlah, Rab, ibadet ve itaat edilmeye layık olan Allah Azze ve Celle’ ye mahsustur. Salât ve selam Peygamberlerin sonuncusu, yaşayan Kur’an, kendisine tabi olunmadıkça cennetin imkânsız olduğu, müminlere karşı şefkatli, kâfirlere karşı ise şiddetli olan Hz. Muhammed Mustafa (sav)’ ya, Aline, Ashabına, bugüne kadar yaşamış, bugün yaşayan ve bugünden kıyamete kadar yaşayacak olan tüm Müslümanların üzerine olsun.

Allah (cc)’ın Kur’an-ı Kerim’de en çok üzerinde konuların başında ya da konulardan biri de ahirete iman konusudur. Kur’an ayetleri bir bütün olarak incelendiğinde özellikle Tevhid, Nübüvvet, ve Ahiret’e iman konusu işlenmiştir. Kur’an-ı Kerim’de yaklaşık 1900 kadar ayet doğrudan ya da dolaylı olarak Ahirete imandan bahsetmektedir ve bu rakam Kur’an’ın üçte birine denktir.

Bu konuda Fahreddin Razi şöyle der; Kur’an’ın bütününde amaçlanan maksat; Tevhid, nübüvvet ve ahireti anlatmaktır. Bu üç aslın Kur’an ayetlerinde birbirinden ayrılmadığını, birbirlerini takip ettiklerini, birinin zikrinden sonra diğer ikisinin, ikisinin zikrinden sonra diğerinin zikrolunduğunu belirtmiştir.

İmam Gazali Kur’an asıl maksatlarının Allah’ı tanıma, ahireti tanıma ve sırat-ı müstakimitanıma olduğunu ifade etmekte ve Kur’an’daki diğer meselelerin bunlara tabi olduğunu söyleşmiştir.

Ahiret gerçeği, ahirete iman etme zorunluluğu Kur’an’da en çok bahsi geçen konudur. Ahirete iman konusunda dikkat çeken hususlardan biride bu konunun Allah’la ve Allah’a iman ile birlikte zikredilmesidir.”Allah’a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah’ın hizbidir” .(Mücadele 22) Çünkü Ahirete iman ile Allah’a iman arasında son derece güçlü bir bağ bulunmaktadır. Aslında ahireti inkar eden kişinin onu var eden ve varlığı hakkında bizleri haberdar eden , bizleri bilgilendiren Allah’ı da inkar etmesi anlamına gelmektedir. Ve yine bizler Kur’an’da olduğu gibi, Allah Rasulü (sav) hadislerine de baktığımızda ahirete iman konusunun Allah’a iman ile bareber zikredildiğini görmekteyiz. Hatta bir hadiste bu  vurgu ve sıkı bağ üç defa tekrarlanmıştır. Ebu Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Allah Rasulü (sav) şöyle buyurmuştur; “ Allah’a ve ahiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin, Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin, Allah’ a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun”  (Buhari, Nikah 80, Edep 31- Müslim, İman 74,75,77 ) ve bu konu ile ilgili daha bir çok ayet ve hadis bulunmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’in ve hadislerin bu konu üzerinde çok durmasının muhakkak bir çok hikmeti ve sebebi bulunmaktadır. Hatta Kur’an’da zikri geçen diğer peygamberlerin Nuh (as), İbrahim (as), Yusuf (as), Musa (as) ve İsa (as) başta olmak üzere bir çok peygamberin ahirete vutgu yaptıkları ve ümmetlerine ahirete imanı telkin ettiğini bildirmektedir.

Gerek ayetler ve gerekse hadisler, hem geçmiş ümmetler hem de Hz. Muhammed (sav)’in yaşadığı dönemde ve gelecek tüm insanlığa uyarı ve ikaz olarak Allah’a ve ahiret gününe imanın önemine vurgu yapılması bize şu gerçeği göstermektedir.

İnsanoğlunun ilk yaratılışından yani Hz. Adem’den kıyamete kadar olan süreçte insanlığın en temel 2 problemi olduğu anlaşılır.

• Allah’ın hakkıyla takdir edilememesi, tanınıp bilinememesi

“ Onlar Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. Halbuki kıyamet günü bütün yeryüzü O’nun tasarrufundadır. Gökler  O’nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O müşrikleri ortak koşmalarından münezzehtir, çok yücedir.” (Zümer 67)

• Ahiret ve ölüm sonrası hayatın inkarı ki bu daha çok müşriklerle , kafirlerle alakalıdır veya ahiret yokmuş, olmayacakmış gibi bir hayat yaşanması ve böyle davranılması ki bu da ben müslümanım deyip, yaşantı olarak müşrik ve kafirlerle aynı hayatı yaşayan kişilerle alakalıdır.

Devam edecek… Selam ve Dua ile