ADALET, VEFA VE MERHAMETİN İSLAM TOPLUMUNA MESAJI
ADALET, VEFA VE MERHAMETİN İSLAM TOPLUMUNA MESAJI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd Âlemlerin Rabbi Olan Allah’a cc mahsustur. Salât ve Selam Resul’üne, Âline, Âshâbına ve Müminlerin Üzerine Olsun
Hz. Ömer (r.a) arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler. Derler ki ‘Ey halife, bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü.
Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.’
Bu söz üzerine Hz. Ömer (r.a) suçlanan gence dönerek : “Söyledikleri doğru mu?” diye sorar.
Suçlanan genç der ki: “evet doğru.” Bu söz üzerine Hz. Ömer (r.a) anlat bakalım nasıl oldu diye sorar.
Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, der ki:
“Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanım ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi.
Affedersiniz hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir defa daha bakıyor, hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı, atım oracıkta öldü.
Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım, babası öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret” der.
Bu söz üzerine Hz. Ömer (r.a) “Söyleyecek bir şey yok, bu suçun cezası idamdır. Madem suçunu da kabul ettin” der.
Bu sözden sonra delikanlı söz alarak :
“Efendim bir özrüm var” diyerek konuşmaya başlar.
“Ben memleketinde zengin bir insanım, rahmetli babam ölmeden bana epey bir altın bıraktı.
Gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah (c.c) indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini bulurum” der.
Hz. Ömer (r.a) dayanamaz der ki:
“Bu topluluğa yabancı birisin senin yerine kim kalır ki?!”
Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar, der ki:
“Bu zat benim yerime kalır.”
O zat Amr Ibni As (r.a)’ dır.
Hz. Ömer (r.a) Amr (r.a)’a dönerek:
“Ey Amr (r.a), delikanlıyı duydun” der.
O yüce sahabî :
“Evet, ben kefilim” der ve genç adam serbest bırakılır.
Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur. Medine’nin ileri gelenleri Hz. Ömer (r.a)’e çıkarak gencin gelmeyeceği, dolayısıyla Amr Ibni As (r.a)’a verilecek idam yerine maktulün diyetini vermeyi teklif ederler. Fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz derler.
Hz. Ömer (r.a) kendinden beklenen cevabı verir der ki :
“Bu kefil babam olsa fark etmez cezayı infaz ederim.
“Hz Amr Ibni As (r.a) ise tam bir teslimiyet içerisinde der ki :
“Biz de sözümüzün arkasındayız.”
Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür.
Hz. Ömer (r.a) gence dönerek der ki:
“Gelmeme gibi önemli bir nedenin vardı, neden geldin?”
Genç vakurla başını kaldırır ve:
AHDE VEFASIZLIK ETTİ demeyesiniz diye geldim der.
Hz. Ömer (r.a) bu defa Amr Ibni As (r.a)’a der ki:
“Ey Amr (r.a), sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu onun yerine kefil oldun”.
Amr Ibni As (r.a) vakurla cevap verir:
“Bu kadar insanın içerisinden beni seçti.
İNSANLIK ÖLDÜ dedirtmemek için kabul ettim” der.
Sıra gençlere gelir, derler ki:
“Biz bu davadan vazgeçiyoruz.”
Bu sözün üzerine Hz. Ömer (r.a) :
“Ne oldu, biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz, ne oldu da vazgeçiyorsunuz?”der.
Gençlerin cevabı şu olur :
MERHAMETLİ İNSAN KALMADI DEMEYESİNİZ DİYE …
Bu kıssa sadece bir olay değil, İslam’ın topluma sunduğu ahlak ve hukuk ilkelerini gösteren derin bir örnektir. Ahde vefa, sözünde durma, adalet, merhamet ve insana güvenin zirvede nasıl yaşandığını göstermektedir. İslam toplumunun nasıl korunacağını, değerlerini, toplumun nasıl saadet içinde olacağını ve bunun için nasıl bir şuurda olunması gerektiğini gösteren sosyal bir duruş örneğidir.
Halife, hem adaleti uygulamak hem de toplumun güvenini sağlamakla yükümlüdür. Aynı şekilde ferdler de kaliteleriyle ümmetin değerlerini korumakla yükümlüdür.
Affetmek, toplumda kin ve intikam duygularını söndürür; Toplumun güveni, bireylerin sözünde durmasıyla inşa edilir. Merhamet Hukuka gölge düşürmeden toplumu yumuşatır.
Bir toplumda vefa, insanlık ve merhamet ölmediği sürece ümmet ayakta kalır.
Kur’ân’da “Ahde vefa gösterin, çünkü ahit sorumluluk doğurur.” (İsrâ, 34) buyrulur. Gencin idam edilme ihtimali kesin olmasına rağmen dönmesi, ahde vefanın ihlâsla nasıl bütünleştiğini gösterir. Bu davranış, insanların beğenisi için değil, Allah için yapılmıştır.
Allah Resûlü (s.a.v) buyurur:
“Üç şey kimde bulunursa imanı kemale ermiştir: Kendisine emanet edileni korumak, doğru konuşmak, verdiği sözü tutmak.” (İbn Hanbel)